Konuk: Cenk Çalık
Konu: Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lemalar isimli eserden, 11. Lema, 5. Nükte; İttiba-i sünnetin mühim ve lazım olduğunun ispatı
Lem’alar, On Birinci Lem’a
BEŞİNCİ NÜKTE
قُلْ اِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللهَ فَاتَّبِعُونِى يُحْبِبْكُمُ اللهُ (“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:31.) âyet-i azîmesi, ittibâ-ı sünnet ne kadar mühim ve lâzım olduğunu pek kat’î bir surette ilân ediyor. Evet, şu âyet-i kerime, kıyâsât-ı mantıkıye içinde, kıyas-ı istisnâî kısmının en kuvvetli ve kat’î bir kıyasıdır. Şöyle ki:
Nasıl mantıkça kıyas-ı istisnâî misali olarak deniliyor: “Eğer güneş çıksa gündüz olacak.” Müsbet netice için denilir: “Güneş çıktı. Öyleyse netice veriyor ki, şimdi gündüzdür.” Menfi netice için deniliyor: “Gündüz yok. Öyleyse netice veriyor ki, güneş çıkmamış.” Mantıkça, bu müsbet ve menfi iki netice kat’îdirler.
Aynen böyle de, şu âyet-i kerime der ki: Eğer Allah’a muhabbetiniz varsa, Habibullaha ittibâ edilecek. İttibâ edilmezse, netice veriyor ki, Allah’a muhabbetiniz yoktur. Muhabbetullah varsa, netice verir ki, Habibullahın Sünnet-i Seniyyesine ittibâı intaç eder.
Evet, Cenâb-ı Hakka iman eden, elbette Ona itaat edecek. Ve itaat yolları içinde en makbulü ve en müstakimi ve en kısası, bilâşüphe, Habibullahın gösterdiği ve takip ettiği yoldur.
Evet, bu kâinatı bu derece in’âmât ile dolduran Zât-ı Kerîm-i Zülcemâl, zîşuurlardan o nimetlere karşı şükür istemesi, zarurî ve bedihîdir.
Hem bu kâinatı bu kadar mucizât-ı san’atla tezyin eden o Zât-ı Hakîm-i Zülcelâl, elbette, bilbedâhe, zîşuurlar içinde en mümtaz birisini Kendine muhatap ve tercüman ve ibâdına mübelliğ ve imam yapacaktır.
Hem bu kâinatı had ve hesaba gelmez tecelliyât-ı cemal ve kemâlâtına mazhar eden o Zât-ı Cemîl-i Zülkemal, elbette, bilbedâhe, sevdiği ve izharını istediği cemal ve kemal ve esmâ ve san’atının en câmi ve en mükemmel mikyas ve medarı olan bir zâta, herhalde en ekmel bir vaziyet-i ubudiyeti verecek ve onun vaziyetini sairlerine nümune-i imtisal edip herkesi onun ittibâına sevk edecek. Tâ ki o güzel vaziyeti başkalarında da görünsün.
Elhasıl: Muhabbetullah, Sünnet-i Seniyyenin ittibâını istilzam edip intaç ediyor. Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeye ittibâından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeyi takdir etmeyip bid’alara giriyor.
2) Lem’alar, On Birinci Lem’a, İKİNCİ NÜKTE – Sünneti esas tutan, makam-ı mahbubiyete mazhardır
3) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ÜÇÜNCÜ NÜKTE – Sünnetin meseleleri kıblenameli pusula gibidir
4) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DÖRDÜNCÜ NÜKTE – Üç müthiş cenazenin seyrüsefer olması
5) Lem’alar, On Birinci Lem’a, BEŞİNCİ NÜKTE – İttiba-i sünnetin mühim ve lazım olduğunun ispatı
7) Lem’alar, On Birinci Lem’a, YEDİNCİ NÜKTE – Sünnetin içinde nur ve edep vardır
8) Lem’alar, On Birinci Lem’a, SEKİZİNCİ NÜKTE – Efendimiz’in (sav) sünnetinden yüz çevirmek
9) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DOKUZUNCU NÜKTE – Sünnet, kafidir; Hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur
İlk yorumu siz yazın