Sünnet kemalini bulduktan sonra bidaları icad etmek dalalettir

Lemalar, 11. Lema, 6. Nükte

 

Konuk: Cenk Çalık

Konu: Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lemalar isimli eserden, 11. Lema, 6. Nükte; Sünnet kemalini bulduktan sonra bidaları icad etmek dalalettir

Lem’alar, On Birinci Lem’a

ALTINCI NÜKTE

Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş:

كُلُّ بِدْعَةٍ ضَلاَلَةٌ وَكُلُّ ضَلاَلَةٍ فِى النَّارِ (Her bid’at dalâlettir ve her dalâlet Cehennem ateşindedir.” Müslim, Cum’a: 43; Ebû Dâvud, Sünnet: 5; Nesâî, Î’deyn: 22; İbn-i Mâce, Mukaddime: 6, 7; Dârimî, Mukaddime: 16, 23; Müsned, 3:310, 371, 4:126, 127.)

Yani, اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ (Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim.” Mâide Sûresi, 5:3.) sırrıyla, kavaid-i Şeriat-ı Garrâ ve desâtir-i Sünnet-i Seniyye tamam ve kemâlini bulduktan sonra, yeni icadlarla o düsturları beğenmemek veyahut -hâşâ ve kellâ- nâkıs görmek hissini veren bid’aları icad etmek dalâlettir, ateştir.

Sünnet-i Seniyyenin merâtibi var. 3 Bir kısmı vâciptir, terk edilmez. O kısım, Şeriat-ı Garrâda tafsilâtıyla beyan edilmiş. Onlar muhkemattır, hiçbir cihette tebeddül etmez. Bir kısmı da nevâfil nev’indendir. Nevâfil kısmı da iki kısımdır:

Bir kısmı, ibadete tâbi Sünnet-i Seniyye kısımlarıdır. Onlar dahi şeriat kitaplarında beyan edilmiş; onların tağyiri bid’attır. Diğer kısmı, “âdâb” tabir ediliyor ki, Siyer-i Seniyye kitaplarında zikredilmiş.

Onlara muhalefete bid’a denilmez; fakat âdâb-ı Nebevîye bir nevi muhalefettir ve onların nurundan ve o hakikî edepten istifade etmemektir.

Bu kısım ise, örf ve âdât, muamelât-ı fıtriyede Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın tevatürle malûm olan harekâtına ittibâ etmektir.

Meselâ, söylemek âdâbını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın âdâbının düsturlarını beyan eden ve muaşerete taallûk eden çok sünnet-i seniyyeler var. Bu nevi sünnetlere “âdâb” tabir edilir. Fakat o âdâba ittibâ eden, âdâtını ibadete çevirir. O âdâbdan mühim bir feyiz alır. En küçük bir âdâbın mürââtı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı tahattur ettiriyor, kalbe bir nur veriyor.

Sünnet-i Seniyyenin içinde en mühimi, İslâmiyet alâmetleri olan ve şeâire de taallûk eden sünnetlerdir. Şeâir, adeta hukuk-u umumiye nev’inden, cemiyete ait bir ubudiyettir. Birisinin yapmasıyla o cemiyet umumen istifade ettiği gibi, onun terkiyle de umum cemaat mes’ul olur. Bu nevi şeâire riyâ giremez ve ilân edilir. Nafile nev’inden de olsa, şahsî farzlardan daha ehemmiyetlidir.

1) Lem’alar, On Birinci Lem’a – BİRİNCİ NÜKTE- Sünnetime temessük eden yüz şehidin sevabını kazanabilir

2) Lem’alar, On Birinci Lem’a, İKİNCİ NÜKTE – Sünneti esas tutan, makam-ı mahbubiyete mazhardır

3) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ÜÇÜNCÜ NÜKTE – Sünnetin meseleleri kıblenameli pusula gibidir

4) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DÖRDÜNCÜ NÜKTE – Üç müthiş cenazenin seyrüsefer olması

5) Lem’alar, On Birinci Lem’a, BEŞİNCİ NÜKTE – İttiba-i sünnetin mühim ve lazım olduğunun ispatı

6) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ALTINCI NÜKTE – Sünnet kemalini bulduktan sonra bidaları icad etmek dalalettir

7) Lem’alar, On Birinci Lem’a, YEDİNCİ NÜKTE – Sünnetin içinde nur ve edep vardır

8) Lem’alar, On Birinci Lem’a, SEKİZİNCİ NÜKTE – Efendimiz’in (sav) sünnetinden yüz çevirmek

9) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DOKUZUNCU NÜKTE – Sünnet, kafidir; Hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur

10) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ONUNCU NÜKTE – Allah’ı seviyorsanız Allah’ın sevdiği zata benzemelisiniz

11) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ON BİRİNCİ NÜKTE – Efendimiz’in (sav) sünnetinin menbaı; Akvali, efali ve ahvalidir

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.