Sünnet, kafidir; Hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur

Lemalar, 11. Lema, 9. Nükte

 

Konuk: Cenk Çalık

Konu: Risale-i Nur Külliyatı’ndan Lemalar isimli eserden, 11. Lema, 9. Nükte; Sünnet, nur isteyenlere kafidir; Hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur

Lem’alar, On Birinci Lem’a

DOKUZUNCU NÜKTE

Sünnet-i Seniyyenin herbir nev’ine tamamen bilfiil ittibâ etmek, ehass-ı havassa dahi ancak müyesser olur. Ona bilfiil olmasa da, binniyet, bilkast, taraftarâne ve iltizamkârâne talip olmak, herkesin elinden gelir.

Farz ve vâcip kısımlara zaten ittibâa mecburiyet var. Ve ubudiyetteki müstehap olan Sünnet-i Seniyyenin terkinde, günah olmasa dahi, büyük sevabın zayiatı var.

Tağyirinde ise büyük hata vardır. Âdât ve muamelâttaki Sünnet-i Seniyye ise, ittibâ ettikçe, o âdât, ibadet olur.

Etmese itab yok; fakat Habibullahın âdâb-ı hayatiyesinin nurundan istifadesi azalır. Ahkâm-ı ubudiyette yeni icadlar bid’attır. Bid’atlar ise, اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ (Bugün sizin için dininizi kemâle erdirdim.” Mâide Sûresi, 5:3.) sırrına münafi olduğu için, merduttur.

Fakat, tarikatte evrad ve ezkâr ve meşrepler nev’inden olsa ve asılları Kitap ve Sünnetten ahzedilmek şartıyla, ayrı ayrı tarzda, ayrı ayrı surette olmakla beraber, mukarrer olan usul ve esasatı, Sünnet-i Seniyyeye muhalefet ve tağyir etmemek şartıyla, bid’a değillerdir. Lâkin bir kısım ehl-i ilim, bunlardan bir kısmını bid’aya dahil edip, fakat “bid’a-i hasene” namını vermiş. 1 İmam-ı Rabbânî Müceddid-i Elf-i Sâni diyor ki:

“Ben seyr-i sülûk-i ruhanîde görüyordum ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmdan mervî olan kelimat nurludur, Sünnet-i Seniyye şuâı ile parlıyor. Ondan mervî olmayan parlak ve kuvvetli virdleri ve halleri gördüğüm vakit, üstünde o nur yoktu. Bu kısmın en parlağı, evvelkinin en azına mukabil gelmiyordu. Bundan anladım ki, Sünnet-i Seniyyenin şuâı bir iksirdir. Hem o Sünnet, nur isteyenlere kâfidir; hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur.”

İşte, böyle hakikat ve şeriatın bir kahramanı olan bir zâtın bu hükmü gösteriyor ki, Sünnet-i Seniyye, saadet-i dâreynin temel taşıdır ve kemâlâtın madeni ve menbaıdır.

اَللّٰهُمَّ ارْزُقْنَا اتِّباَعَ السُّنَّةِ السَّنِيَّةِ (“Allahım bize Sünnet-i Seniyyeye ittiba etmeyi nasip et.”)

رَبَّنَاۤ اٰمَنَّا بِمَاۤ اَنْزَلْتَ وَاتَّبَعْنَا الرَّسُولَ فَاكْتُبْنَا مَعَ الشَّاهِدِينَ (“Ey Rabbimiz! Biz indirdiğin kitaba inandık ve peygambere uyduk. Sen de bizi, Senin birliğine ve peygamberinin doğruluğuna şahitlik edenlerle beraber yaz.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:53.)

1) Lem’alar, On Birinci Lem’a – BİRİNCİ NÜKTE- Sünnetime temessük eden yüz şehidin sevabını kazanabilir

2) Lem’alar, On Birinci Lem’a, İKİNCİ NÜKTE – Sünneti esas tutan, makam-ı mahbubiyete mazhardır

3) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ÜÇÜNCÜ NÜKTE – Sünnetin meseleleri kıblenameli pusula gibidir

4) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DÖRDÜNCÜ NÜKTE – Üç müthiş cenazenin seyrüsefer olması

5) Lem’alar, On Birinci Lem’a, BEŞİNCİ NÜKTE – İttiba-i sünnetin mühim ve lazım olduğunun ispatı

6) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ALTINCI NÜKTE – Sünnet kemalini bulduktan sonra bidaları icad etmek dalalettir

7) Lem’alar, On Birinci Lem’a, YEDİNCİ NÜKTE – Sünnetin içinde nur ve edep vardır

8) Lem’alar, On Birinci Lem’a, SEKİZİNCİ NÜKTE – Efendimiz’in (sav) sünnetinden yüz çevirmek

9) Lem’alar, On Birinci Lem’a, DOKUZUNCU NÜKTE – Sünnet, kafidir; Hariçte nur aramaya ihtiyaç yoktur

10) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ONUNCU NÜKTE – Allah’ı seviyorsanız Allah’ın sevdiği zata benzemelisiniz

11) Lem’alar, On Birinci Lem’a, ON BİRİNCİ NÜKTE – Efendimiz’in (sav) sünnetinin menbaı; Akvali, efali ve ahvalidir

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.