Bediüzzaman’ın demokratlara tavsiyeleri

Seminer

Bediüzzaman’ın demokratlara tavsiyeleri

Risale-i Nur’dan Seminerler köşesinin bu haftaki konuğu Yeni Asya Gazetesi Edebiyatçı Yazar İslam Yaşar oldu.

Sayın İslam Yaşar’ın “Bediüzzamanın demokratlara tavsiyeleri” konusunda hazırlamış olduğu semineri EuroNur.tv ekranlarından izleyebilirsiniz.

Tarihçe-i Hayat / Kalbe İhtar Edilen Bir Hakikat

  • Bediüzzaman’ın sosyal hayatı tarifi
  • İttihad-ı İslam Partisi
  • Halk Partisi
  • Millet Partisi
  • Dindar ve dine hürmetkar Demokratlar

Tarihçe-i Hayat / Demokratlara Büyük Bir Hakikati İhtar

  • Bediüzzaman’ın demokratlara tavsiyeleri
  • 1) Komünist, dinsizlik cereyanı
  • 2) İfsad komitesi
  • 3) Dinde hissesi olmayan siyasiler heyeti

Tarihçe-i Hayat / Konferans / Reis-i Cumhura ve Başvekile

  • Demokratların ittihad-ı İslam’ın ana hatlarını temin etmeleri

Emirdağ Lahikası – II

  • Ticani Meselesi
  • Ezan-ı Muhammedi
  • Ayasofya
  • Risale-i Nur’un resmen serbestisi

TARİHÇE-İ HAYAT

KALBE İHTAR EDİLEN İÇTİMAİ HAYATIMIZA DAİR BİR HAKİKAT

Bu vatanda şimdilik dört parti var. Biri Halk Partisi, biri Demokrat, biri Millet, diğeri İttihad-ı İslâmdır.

İttihad-ı İslâm Partisi: Yüzde altmış yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini siyasete alet etmemeye, belki siyaseti dine alet etmeye çalışabilir. Fakat çok zamandan beri terbiye-i ıslamiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete alet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır.

Halk Partisi ise: hakikaten acib ve zevkli bir rüşvet-i umumiyi kanunlar perdesinde bazı memurlara verdikleri için, 28 senelik bütün cinayetiyle, başkalarının cinayeti ve ıttihadçıların mason kısmının seyyiatları da o partiye yüklenildiği halde, Demokratlara bir cihette galib hükmündedirler.

Çünki ubudiyetin noksaniyetiyle enaniyet kuvvet bulur, Nemrutçuluklar çoğalır. Bu benlik zamanında memuriyet hakikatta bir hizmetkârlık olduğu halde, bir hâkimiyet, bir ağalık, bir Nemrutçuluk ile, nefse gayet zevkli bir hâkimiyet mertebesini bir kısım memurlara rüşvet olarak verdiği için; bütün o acib cinayetlerle ve kendinden olmıyan ceridelerin neşriyatıyla beraber, bana yapılan muamelelerinden hissettim ki, bir cihette manen Demokratlara galib geliyorlar.

Halbuki, İslâmiyetin bir kanun-i esasîsi olan hadis-i şerifte

Yani: Memuriyet, âmirlik ise; reislik değil, millete bir hizmetkârlıktır: Demokratlık, hürriyet-i vicdan, İslâmiyetin bu kanun-u esasisine dayanabilir. Çünki kuvvet kanunda olmazsa, şahsa geçer, istibdat keyfî olur.

Millet Partisi ise: Eğer İttihad-ı İslâm’daki esas olan İslâmiyet milliyetiki, Türkçülük onun içinde mezcolmuş bir millet olsa; O, Demokratın mânâsındadır. Dindar Demokratlara iltihak etmeye mecbur olur.

Frenk illeti tabir ettiğimiz ırkçılık, unsurculuk fikriyle; Avrupa, Âlem-i ıslamı parçalamak için içimize bu frenk illetini aşılamış. Fakat bu hastalık ve fikir, gayet zevkli ve cazibedar bir halet-i ruhiye verdiği için, pek çok tarzları ve tehlikeleri ile beraber, bu zevk hatırı için her millet cüz’î-küllî bu fikre iştiyak gösteriyorlar. şimdiki terbiye-i İslâmiyenin za’fiyetiyle ve terbiye-i medeniyenin galebesiyle ekseriyet kazanarak başa geçerse, ekseriyet teşkil etmiyen ve ancak yüzde otuz hakikî Türk olan ve yüzde yetmişi başka unsurlardan olanlar, hem hakikî Türklerin, hem hâkimiyet-i İslâmiyenin aleyhine cephe almaya mecbur olacaklar.

Çünki, İslâmiyetin bir kanun-u esasîsi olan bu ayet – i kerime dır. “Yani: Birisinin günahıyla başkası muahaze ve mes’ul olamaz.” Halbuki ırkçılık damarıyla, bir adamın cinayetiyle ma’sum bir kardaşını belki de akrabasını, belki de aşiretinin efradını öldürmekte kendini haklı zanneder. O vakit hakikî adalet yapılmadığı gibi, şiddetli bir zulüm de yol bulur. Çünkü “bir masumun hakkı, yüz caniye feda edilmez” diye İslâmiyetin bir kanun-i esasisidir. Bu ise çok ehemmiyetli bir mesele-i vataniyedir ve hâkimiyet-i İslâmiyeye büyük bir tehlikedir.

Madem hakikat budur: Ey dindar ve dine hürmetkâr Demokratlar! Siz bu iki partinin gayet kuvvetli ve zevkli ve câzibedar nokta-i istinadlarına mukabil;daha ziyade maddî ve manevî cazibedar nokta-i istinad olan hakaik-i İslâmiyeyi nokta-i istinad yapmaya mecbursunuz. Yoksa sizin yapmadığınız -eskidenberi yapılan cinayetleri nasıl eski partiye yüklüyorlarsa- size de yükleyip, Halkçılar ırkçıları elde edip(50), sizi tam mağlub etmeye bir ihtimal-i kavi ile hissettim ve İslâmiyet namına telâş ediyorum (Haşiye)

*****

TARİHÇE-İ HAYAT

Demokratlara büyük bir hakikatı ihtar

Şimdi Kur’ân ve İslâmiyet ve bu vatan zararına üç cereyan var. Birincisi: Komünist, dinsizlik cereyanı.. Bu cereyan yüzde otuzkırk adama zarar verebilir:

Birisi de: Eskidenberi müstemlekâtlarının Türklerle olan alâkalarını kesmek için, Türkiye içinde dinsizliği neşretmek için “ifsad komitesi” namında bir komitedir. Bu da yüzde on-yirmi adamı bozabilir

Üçüncüsü: Garplılaşmak ve Hıristiyanlara benzemek ve bir nevi Purutluk mezhebini İslâmlar içinde yerleştirmeye çalışan ve dinde hissesi olmıyan bir kısım siyasîler hey’etidir. Bu cereyan yüzde, belki binde birisini Kur’ân ve İslâmiyet aleyhine çevirebilir.

*****

KONFERANS

Reis-i Cumhur’a ve Başvekil’e

Kabir kapısında ve seksen küsur yaşında, birkaç hastalıkla hasta bulunan ve ölüme kendini yakın gören bir bîçare garib ihtiyar der ki: Size iki hakikatı beyan ediyorum:

Evvelâ:

Sizlerin Pakistan ve Irak’la gayet muvaffakıyetkârane ittifakını, bu millete kemal-i samimiyetle, sürur ve ferah ile kazanmanızı bütün ruh u canımızla tebrik ediyoruz. Bu ittifakınızı, inşâallah dörtyüz milyon İslâm’ın sulh-u umumîsine ve selâmet-i âmmenin teminine kat’î bir mukaddime olarak ruhumda hissettim. Ve namaz tesbihatındaki kuvvetli bir ihtar ile bunu size yazmaya mecbur kaldım.

*****

Emirdağ Lâhikası – II

(Adnan Menderes’e gönderilmek niyetiyle evvelce yazılan içtimaî hayatımıza ait bir hakikatın haşiyesini takdim ediyoruz.)

Hâşiye: Eskilerin lüzumsuz keyfî kanunları ve su-i istimalleri neticesinde, belki de tahrikleriyle zuhur eden Ticanî meselesini dindar Demokratlara yüklememek ve âlem-i İslâmın nazarında Demokratları düşürmemenin çare-i yegânesi kendimce böyle düşünüyorum:

Ezan-ı Muhammedînin (a.s.m.) neşriyle Demokratlar on derece kuvvet bulduğu gibi; Ayasofya’yı, beş yüz sene devam eden vaziyet-i kudsiyesine çevirmek ve halen İslâmda çok hüsn-ü tesir yapan ve bu vatan ahalisine âlem-i İslâmın hüsn-ü teveccühünü kazandıran, yirmi sekiz sene mahkemelerin muzır cihetini bulamadıkları ve beş mahkeme de beraatine karar verdikleri Risale-i Nur’un resmen serbestîsini dindar Demokratlar ilân etmeli ve bu yaraya bir nevi merhem vurmalıdırlar. O vakit âlem-i İslâmın teveccühünü kazandıkları gibi, başkalarının zâlimane kabahatları onlara yüklenmez fikrindeyim. Dindar Demokratlar, hususan Adnan Menderes gibi zatların hatırları için, otuz beş seneden beri terk ettiğim siyasete bir iki saat baktım ve bunu yazdım.

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.