Kafir ve müminlerin bariz özellikleri

Risale-i Nur

Kafir ve müminlerin bariz özellikleri

Geçtiğimiz hafta Yeni Asya Gazetesi Kocaeli İl Temsilciliği tarafından tertip edilen programa Yeni Asya Gazetesi Araştırmacı Tarihçi Yazar M. Latif Salihoğlu davet edildi.

Programa misafir olarak katılan Yeni Asya Gazetesi Araştırmacı Tarihçi Yazar M. Latif Salihoğlu Fihrist Risalesi‘nin çeşitli bölümlerinden “Kafir ve müminlerin bariz özellikleri” konulu bir ders yaptı.

EuroNur.tv ekranlarından izleyebilirsiniz.

  • Fihrist Risalesi’nin okunmasına neden htiyaç var?
  • Fihrist Risalesi / 8. Söz: Mahiyet-i dünya, dünyada mahiyet-i insan, insanda mahiyet-i din
  • Fihrist Risalesi / 28. Lema / Latif Nükteler: Sinek bahsi
  • Fihrist Risalesi / Mesnevi-i Nuriye: Kafir ve müminlerin bariz özellikleri

Fihrist Risalesi

SEKİZİNCİ SÖZ:

اَللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الْحَىُّ الْقَيُّومُ ve اِنَّ الدّٖينَ عِنْدَ اللّٰهِ الْاِسْلَامُ âyetlerinin mealinde mahiyet-i dünya ve dünyada mahiyet-i insan ve insanda mahiyet-i din hakkındaki âyâtın mühim bir sırrını (Suhuf-u İbrahim’de aslı bulunan) güzel ve parlak bir temsil ile tefsir etmekle beraber, dünyanın mahiyetini ve dünyadaki ruh-u insanı ve insandaki dinin kıymetini göstermekle beraber, dinsiz insan en bedbaht mahluk olduğunu ispat etmekle ve şu âlemin tılsımını açan ve ruh-u beşeri zulümattan kurtarmak çarelerini göstermekle beraber, gayet latîf ve güzel bir muvazene ile fâsık olan bedbaht adamın müthiş vaziyetini, salih olan bahtiyar adamın saadetli vaziyetini gösteriyor.

*****

YİRMİ SEKİZİNCİ LEM’A:

Mesnevi-i Nuriye

*****

5- Hubab

Bu risalenin başında bulunan salât ü selâm çok ehemmiyetlidir. Bu Mesnevî-i Nuriye’nin fevkalâde olan ve hiçbir eserde rastlanmayan bir hususiyeti de bir parmağın hareketiyle birkaç makineyi birden çalıştırmak gibi gayet belâgatlı bir beyan tarzına sahip oluşudur. Sâbıkan zikredildiği gibi bu muazzam mecmuada hem zikir hem iman hem tefekkür hem ilmi bir arada bulmak daima mümkündür. Mesela, salât ü selâmı yalnız zikir olarak dercetmiyor. Aynı zamanda onda bir iman inkişafı, aynı zamanda bir ilim, aynı zamanda mü’min-i musallîyi evham ve şübehattan kurtaran hakikatleri serd ederek lâekall üç mana mertebesini beyan ediyor.

Bu hârika risale mühim bir “İ’lem”inde, medeni mü’min ile medeni kâfirin suret ve sîret ve zahir ve bâtın farklarını gayet beliğ bir tarzda beyan ediyor. Ve neticede bu farkı körlere de göstermek için diyor ki: “Eğer istersen hayalinle Nurşin karyesindeki Seyda’nın meclisine git bak: Orada fukara kıyafetinde melikler, padişahlar ve insan elbisesinde melaikeleri bir sohbet-i kudsiyede göreceksin. Sonra Paris’e git ve en büyük localarına gir, göreceksin ki akrepler insan libası giymişler ve ifritler adam suretini almışlar ilâ âhir…” diyerek daha başka cihetteki farklarını “Lemaat” ve “Sünuhat”a havale eder.

Başka bir “İ’lem”de, Risale-i Nur’da Yirmi Yedinci Söz namını alan İçtihad Risalesi’ni dört sahifede hülâsa ediyor.

Hubab’ın Birinci Zeyli

Farisî bir münâcatla başlar. Bu münâcatın Türkçesi Yedinci Rica’da ve On Yedinci Söz’ün zeylinde vardır.

Üstadımız hiç Farisî tahsil etmediği halde o kadar mükemmel Farisî bir lisan ile telif edilmiştir ki o zamanki Afgan Sefiri bu eseri takdir hisleri içerisinde Afganistan’a göndermiştir.

Bu Farisî münâcatın akabinde: “Ey Mücahidîn-i İslâm” başlığı altında Türkçe olarak mebusana on maddelik bir hitap vardır. Bu hitabın tesiriyle Meclis-i Mebusanda küçük bir oda olan mescid, büyük bir salona tebdil edilmiştir.

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.