İman zaafa uğramış ve tahrip edilmiş

 

Konuk: Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular

Konu: Katılımcılarla sohbet; “İman zaafa uğramış ve tahrip edilmiş”

Egeli okuyucularımız Gölcük pikniğinde buluştu 10.07.2012

Yeni Asya Okuyucularının1984 yılından bu yana her yıl düzenlediği geleneksel İzmir’in Ödemiş ilçesi Bozdağların Gölcük Yaylası’ndaki pikniğe yoğun ilgi vardı.

Özel otomobil ve otobüslerle İzmir, Aydın, Manisa, Balıkesir, Kütahya illeri ile Menemen, Akhisar, Turgutlu, Salihli, Torbalı, Tire, Ödemiş, Bayındır, Gümüldür, Bornova, Karşıyaka ilçelerinden katılım oldu. Ceviz ağaçlarının gölgesinde ve Bozdağın krater gölü kenarında yapılan piknik programı Ankara’dan davet edilen Ali Vapurlu Ağabey’in Risale-i Nur’dan yaptığı tevhid dersiyle başladı. Ali Vapurlu Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nden bir hatıra naklederek; eski Said’in önceki asırlarda görev yapmış Gavs-ı Azam Abdulkadir Geylani gibi, Mevlânâ Hazretleri gibi maneviyat büyüklerinden dersler aldığını, ancak yeni Said’in Üstadının Kur’ân-ı Kerim olduğunu ve yanında sadece Kur’ân bulundurduğunu ifade etti.
Ayetü’l-kübra Risalesindeki; “Kainattan bir seyyahın müşahedatıdır” diye başlayan kısımdaki seyyah da “Üstad Bediüzzaman Hazretleri’nin bizzat kendisidir” dedi.
“İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi, Halık-ı Kainat’ı tanımak ve Ona İman edip ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır. Ve iz’an ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir. Evet, fıtraten daimi bir hayat ve ebedi yaşamak isteyen ve hadsiz emelleri ve nihayetsiz elemleri bulunan biçare insana, elbette o hayat-ı ebediyenin üssülesası ve anahtarı olan iman-ı billah ve marifetullah ve vesilelerinden başka olan şeyler ve kemalatlar, o insana nispeten aşağıdır; belki çoğunun kıymetleri yoktur.”
Ali Vapurlu;” Rabbimiz’i bize tarif eden üç büyük külli muarrif var. Birisi şu kitab-ı kâinattır, birisi şu kitab-ı kebirin ayet-i kübrası olan Hatemülenbiya Aleyhissalatü Vesselamdır, birisi de Kur’ân-ı Azimüşşan’dır. Üstad hazretleri Mesnevî-i Nuriye isimli eserinde dördüncü olarak da Vicdan’ı ilave etmiştir” dedi.
“Rabbimizi hakkıyla tanıdıktan sonra onun emirlerini yerine getirerek kulluğumuzu yaptığımız gibi Nehyi ilahî olan yasaklarından da kaçınarak takva mertebesine ulaşırız” dıyerek, Muhabbetullah (Allah’ı sevmek) ile kulluk, Havfetullah ( Allah’tan korkmak) ile de takva mertebesine erişebiliriz diye ilave etti.
Çay molasından sonra Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz sahibi Mehmet Kutlular mikrofona geldi. “Ali Vapurlu kardeşimizin yaptığı Tevhid (Allah’ın varlığı ve birliği) dersine şu ilaveyi yapmak istiyorum. Risale-i Nur’lardan bu dersi alanlar okuduklarını veya dinlediklerini hayatlarına yansıtmalı ve yaşamalıdır, ayrıca Allah rızası için de bu hakikatleri başkalarına duyurmalıdır” dedi.
“Fenler Allah’ın koyduğu kanunlardır. İnsanlar araştırarak bunları bulmuş hayata geçirmiştir. Din ilme ve ilerlemeye mani değildir. Tevhid ve iman dersini dinleyince tabii ki insan Cenneti arzu ediyor,  ancak hayatımıza tam geçiremeyince oraya ulaşmak zor olabilir. Risale-i Nur’lar son asrın Mehdisi ve Müceddididir. Eskiden Osmanlı’da devlet Müslüman millet Müslümandı. Ancak Cumhuriyet’ten sonra  İslamiyet gericilik olarak görülmüş. Harf inkılabıyla bütün eserler okunamaz hale gelmiştir. Bediüzzaman Hazretleri o dönemde Risale-i Nur’ları yazmış, insanların imanının kurtulması için çalışmıştır. Risale-i Nur’lar sünühat-ı kalbiye ve ilham tarzında telif edilmiştir. Kur’ân’ın mücevherat dükkânından alınmış elmaslar hükmündedir.”
Kutlular; “ Risale-i Nur hareketinin tarikatlere benzemediğini ifade ederek; tarikatlerde şeyh efendi ne derse odur. Zikirle giderler. Fakat Risale-i Nur’da fikir esastır. Meşveretle karar verilir. Mahallerden başlayan ve Umumi Meşverete kadar gelen çizgide her mesele konuşularak kararlaştırılır, Umumi Meşverette de 180 – 200 kişi konuları tartışır ve karara bağlarlar” diye izah ettikten sonra şunları ilave etti: “Din büyük bir darbe yemiş, herkes tam siper olmuş bir vaziyetteyken zor şartlarda telif edilen Risale-i Nur’ları bizler insanlara ulaştırmak mecburiyetindeyiz. Biz ümmet-i Muhammed-i sahil-i selamete çıkaran sefine-i Rabbaniyenin (Allah’ın gemisi) hademeleriyiz. Yani insanlara islamiyetin güzelliklerini ve iman hakikatlerini ulaştırma görevimiz var” diyerek sözlerini tamamladı.
Öğle namazı kılınıp ve yemek yenildikten sonra İzmir Yeni Asya Pazarlamadan Muharrem Okur Yeni Asya’da çıkan Mehmet Kutlular ve Ali Vapurlu’ya ait kitapların tanıtımını yaptı. Mehmet Kutlular ve Ali Vapurlu kitaplarını imzaladılar.  İzmir Yeni Asya Temsilcisi ve Yönetim Kurulu üyesi Hasan Şen Mikrofona gelerek; “Bizler bulunduğumuz mahallerde Risale-i Nur’ları okuyoruz. İmanî bahislerle bilgileniyoruz. Ancak içtimai ve güncel meseleler hakkında ise Kutlular ağabeyin buraya misafir olarak gelip bize Türkiye’deki Alem-i İslâm ve Dünya’daki gelişmeler hakkında açıklamalar yapması çok faydalı olmaktadır. Bu gelenekse toplantımız aynı şekilde devam etmelidir” dedi. Daha sonra Ali Vapurlu ağabeyin kısa bir dersi ve Kutlular ağabeye yöneltilen sorularla program tamamlandı. Piknik mahallinde hanımlar ve çocuklar için de yer ayrıldı. Gelen misafirlere kitap satışı yapıldı.

Salih SÜTÇÜOĞLU / Hüseyin CAN
İZMİR

http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=38461

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.