Demokrat Anayasa Arayışları Paneli Açış Konuşması ve Sonuç Bildirileri-2

 

Demokrat Anayasa Arayışları Paneli Röportajlar – 1
Demokrat Anayasa Arayışları Paneli Açış Konuşması ve Sonuç Bildirileri – 2
Demokrat Anayasa Arayışları Paneli Sacit Adalı – 3
Demokrat Anayasa Arayışları Paneli Kazım Güleçyüz – 4
Demokrat Anayasa Arayışları Bekir Berat Özipek – 5
Demokrat Anayasa Arayışları Ahmet Battal – 6
Demokrat Anayasa Arayışları Soru Cevap Bölümü – 7

18.11.2012 Pazar günü Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Kandilli Yerleşkesi’ nde Risale – i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen “Demokrat Anayasa Arayışları” isimli panel düzenlendi.
Panelin açış konuşmasını Risale-i Nur Enstitüsü Yayın Kurulu Üyesi Malik ATOM yaptı. Açış konuşmasının ardından Turgut Özal Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr.Hüseyin YILDIZ; Köprü Dergisi akademisyen yazar kadrosu ve yirmiye yakın akademisyen ile birlikte düzenlenen “Sonuç Bildirgelerini” konuklara arz etti.

Risale – i Nur Enstitüsü tarafından tertiplenen “Demokrat Anayasa Arayışları” konulu panelin masa çalışmaları sonuç bildirisinde, halkın kültürünün önemli bir değeri olan inançlara ve kutsal kavramlara anayasada yer verilmesinin, anayasanın halk tarafından samimî biçimde ve tam olarak sahiplenilmesine yardımcı olacağı vurgulandı.

Risale-i Nur Enstitüsü’nün Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nin de katkılarıyla düzenlediği paneli masa çalışmaları önceki gün yapıldı. Prof. Dr Ahmet Battal (Oturum Başkanı), Ahmet Dursun (Sekreter), Prof. Dr. Sacit Adalı, Dr. Cemil Ertem, Doç. Dr. Hüseyin Özcan, Doç. Dr. Bekir Berat Özipek, Doç. Dr. Recep Ardoğan, Yrd. Doç. Dr. Murat Tümay, Doç. Dr. Ensar Nişancı, Yrd. Doç. Dr. Osman Özkul, Yrd. Doç. Dr. Ömer Ergün, Yrd. Doç. Dr. Naim Demirel, Yrd. Doç. Dr. Aslan Delice, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Yıldız, Nimet Demir, Kâzım Güleçyüz, Hakan Yalman ile Said Mürsel’in katılımcı olduğu masa çalışmalarının sonuçları Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Kandilli Yerleşkesi’nde  yapılan panelle kamuoyu ile paylaşıldı.

Risale-i Nur Enstitüsü tarafından tertip edilen “Demokrat Anayasa Arayışları” konulu toplantıda oturumlar sırasında açıklanan ve genel kabul gören kanaatlerin yer aldığı deklarasyonda, şu ifadelere yer verildi:

1- Yürürlükteki 1982 Anayasası yaşı itibariyle yenidir, ama özgürlükçü ve demokrat değildir. Bu sebeple Türkiye’nin sadece “yeni” bir anayasaya değil, “demokrat bir anayasa”ya ihtiyacı vardır.
2- Toplumsal altyapımız ve geleneğimiz, sadece Türkiye için değil, dünyaya örnek olacak bir anayasa hazırlamaya uygundur. Kalb-i millet hükmündeki bu meclis, seçimden önce millete verdiği “yeni anayasa yapma” sözünü tutmalı ve milletin hissiyatına tercüman olacak demokrat bir anayasa yazmalıdır.
3- Anayasanın metni yanlış anlamalara ve yorumlamalara imkân vermeyen bir dil ve üslûp ile kaleme alınmalıdır.
4- Mevcut anayasanın ruhuna sinmiş olan antidemokrat yapı kısmî değişikliklerle ortadan kaldırılamaz. Türkiye’nin özlediği Demokrat Anayasa, ancak devleti ve ideolojileri kutsayan bir anayasadan vazgeçmekle yazılabilir.
5- Gücü elinde olanın kuralları koyduğu bir anayasaya değil, kuvvetin kanunda ve hukuk devleti çerçevesinde mecliste olduğu bir anayasaya ihtiyaç vardır.
6- Anayasanın ‘Başlangıç Kısmı’nda ideoloji değil; anayasanın temel değer yargıları ile felsefesi yer almalıdır. Bu felsefe herhangi bir fikir akımını topluma tek doğru ya da mutlak doğru olarak dayatan ideolojik anlayışa asla sahip olmamalı, tarafsız ve özgürlükçü bir devlet felsefesine yer vermelidir.
7- Toplumun kültürel değerlerini zorla dönüştürmeye çalışan darbeci-devrimci anayasa anlayışı terkedilmeli, onun yerine kültürel değerlere yaslanan ve kültürel değerleri güçlendirip besleyen “kültür odaklı” bir anayasa yapılmalıdır.
8- Halkın kültürünün önemli bir değeri olan inançlara ve kutsal kavramlara anayasada yer verilmesi, anayasanın halk tarafından samimî biçimde ve tam olarak sahiplenilmesine yardımcı olacaktır.
9- Anayasa insan haklarını ve bunun temeli olan insan onurunu esas almalı; insan hak ve hürriyetlerine, sevgiye, saygıya, birlikte yaşama iradesine atıf yapmalıdır. Herkes kendisini anayasanın kurup koruduğu toplum içinde birinci sınıf vatandaş olarak görebilmelidir.
10- Anayasa insan haklarını; başkalarının haklarını ihlâl etmemek ve dolayısıyla “kul hakkına riayet etmek” olarak tanımlamalıdır.
11- Türkiye Batı’nın; kuvvet, menfaat, çatışma gibi prensipleri üzerine kurulmuş sefih medeniyet yükünü üzerinden atmalı, hak ve adalet esaslı bir anayasa yapmalıdır.
12- Devlet ceberut bir patron değil halkın hizmetkârıdır. Yeni anayasa devleti halkın hizmetine verecek şekilde tasarlanmalıdır.
13- İnançlar üzerinde baskı aracı haline getirilen katı laiklik yerine, Bediüzzaman Said Nursî’nin de işaret ettiği; dinde samimiyete ve ihlasa kapı açan din ve vicdan hürriyeti esasına dayanan bir laiklik tanımına ihtiyaç vardır.
14- Devlet; temel hak ve özgürlükleri korumalı, güvence altına almalı, çoğulculuğa saygı göstermelidir.
15- Demokrat Anayasa, ulus devlet yerine hukuk devleti esası üzerine şekillendirilmelidir. Yeni Anayasa “başkalarını yutmakla beslenen” menfi milliyetçilik anlayışına prim vermemelidir.
16- Vatandaş olmak bir şarta bağlı olmamalı, aksine herkesin kendisini birinci sınıf vatandaş olarak göreceği ve yabancıların da vatandaşı olmak için istekli olacağı bir toplum ve devlet modeli kurulmalıdır. Bediüzzaman’ın medresetüzzehra teklifi bu anlayışın önünü açacak bir medeniyet projesidir.
17- Anayasa’da, Türkçe’nin birinci resmi dil olması dışında herhangi bir dile üstünlük tanınmamalı, herhangi bir ırka mensup olmanın üstünlük sebebi sayılmayacağı vurgulanmalıdır.
18- Hukuku ve hakkı bölünmez bir bütün olarak ortaya koyan ve ‘hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz’ prensibini yansıtan adalet-i mahza kavramı; demokrat anayasanın ruhunu oluşturmalıdır. Anayasa kişi hak ve özgürlüklerini hiçbir şey için feda etmemeli, devletin bekası ve devamı gibi devleti önceleyen yaklaşımlar terk edilmelidir.
19- Ölülerin dirilere hükmetmesi manasına gelen değişmez hükümler özgürlükçü ve gelişimci bir anayasanın ruhuna aykırıdır; anayasada yer almamalıdır.
20- Milletin acil ihtiyacı; yönetim modelinin değişmesi değil, eşit vatandaşlık tanımına dayalı ve ideolojiden arındırılmış yeni bir anayasadır.
21- Sınırların her geçen gün daha da anlamsızlaşacağı geleceğin dünyasında coğrafyaya yeni sınırlar koyan federasyon ve özerklik gibi aslında çözümsüzlüğü tetikleyen çözümler yerine hürriyetleri ve yönetime katılmayı geliştiren yönetim modelleri tercih edilmelidir.
22- Coğrafyanın bölünmesine yol açan “siyasî yerinden yönetim”den uzak durulmalı ancak demokrasinin önünü açan “idarî yerinden yönetim” geliştirilmelidir.
23- Devlet etkin biçimde denetlenmeli ve sorumlulardan hesap sorulan bir sistem kurulmalıdır.
24- Yönetimde istikrar ilkesi ile temsilde adalet ilkesinin bir arada gözetildiği bir seçim sistemi kurulmalıdır.
25- Sosyal adalete vesile olan sosyal devlet uygulamaları gönüllü örgütler ve bilhassa vakıf müessesesi eliyle sürdürülmelidir. Anayasa bilhassa bu konuda “dünyaya örnek bir anayasa” olmalıdır.
26- Mahkûmların sadece hapsedildiği değil gerçekten ıslâh edilebildiği bir ceza adaleti sistemi kurulmalıdır.
27- İnsanların devlete ve başka insanlara karşı hürriyeti Allah’a karşı kulluklarına mani olmamalıdır.
28- Hürriyetin gerçek sınırı kişilerin ne kendisine ne de başkasına zarar vermemesidir. İnsanın nefsinden korunması için tedbir alınmalıdır.
29- Anayasa insana güvenmeli, “her geleni Hızır bil, her geceyi kadir bil” anlayışındaki gibi bir iyi niyet esasını benimsemelidir.

http://www.yeniasya.com.tr/haber_detay2.asp?id=45038

İlk yorumu siz yazın

Yorum yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir.